22 Aralık 2013 Pazar

Yalnızlığın Dibine Vurmuşum




    Başlığın bu kadar efkarlı olduğuna bakmayın aslında komik bir hikaye ama benim için değil tabi ki çünkü resmen kızsız adam olmuştum etrafımda hiç kız olmamasına rağmen kızla alakalı bir şey de yoktu saç teli, parfüm kokusu gibi geçen arkadaşımla bakkala gitmiştim kola almak için dolabı açtım ve etrafta hiç kız isimli kola yoktu, sonra abiye sordum;

+Abi bunların kız isimlisi yok mu ya? Malum erkek erkeğe içeceğiz.

Abi güldü sonra alttan kendisine ayırdığı kolayı verdi sağ olsun halimden anladı ve yardımcı oldu burdan bakkal abiye selamlar neyse bakkaldan çıktım eve geldim, o gün tv de medcezir vardı kolayı arkası dönük koydum önüme ve yavaşça ismini bana doğru çevirdim, çok heyecanlıydı ama ta ki isminin Nazmiye olduğununu öğrenene kadar zaten o gün cocacola'nın bana yaptığı haksızlığın farkına vardım Nazmiye isminin bile bulunup daha kendi ismimde kolayla karşılaşamam moralimi alt üst etmişti, ama fazla önemsemedim Nazmiye ile sadece bir kaç saatlik ilişki düşünüyordum sonra ondan kurtulacaktım,başta bana karşı çok soğuktu ama ilerleyen zamanlarda bana ısınmaya başlamıştı bende Nazmiyeyi açma çabaları içindeydim başta naz yaptı kapağını açmak istemiyordu sanki ben biraz zorlayarak onu ikna ettim, biraz morali bozuktu ondan içini dökmesini söyledim ve yavaşça bardağımı doldurdum ama ona verdiğim tek tavsiye bardağın boş tarafını görmesini ve oraları da doldurmasını istedim, birlikte medceziri izlerken onu yanıma aldım ve birlikte seyretmeye başlamıştık, o sıra hala bana içini dökmeye devam ediyordu, medcezir de tek moralimi bozan karakter mert idi adamı kimse görmezken şuan 2 kızı birden kendine aşık etmesi cidden çok canımı sıkıyor ama dahada canımı sıkan şey yamanın "Seni seviyorum" cümlesine "Teşekkür ederim" demesiydi sanki borç para istiyo piç ahh ben ben olucaktım o cümleyi söylediğine pişman ederdim belkide bu yüzden kimse korkudan seni seviyorum demiyor bana, dizide yamanla mira öpüşüyorlardı o sıra bende bunu fırsat bilerek Nazmiye ye yavaşça yanaştım ve kolumu şişenin şişkin tarafına usulca koydum bir birimize yaslandık, Nazmiye mutluluk asitleri salgılıyordu adeta, bunun farkına varmıştım sonra üstündeki jelatini çıkartmasını istedim, oda buna sinirlenerek ben senin bildiğin kolalardan değilim diyerek köpürdü ve asıl yüzünü göstererek kendisinden soğuttu ve böylece bir ilişkim daha başlamadan bitmiş oldu.

Twitter: https://twitter.com/yeniyazar



23 Haziran 2013 Pazar

EN ÇOK GÜLDÜĞÜM 3 SAÇMALIK

                                                        1.SAÇMALIK

Yaz günü arkadaşlarımla birlikte İstanbul'u gezmeye karar vermiştik, o gün İstanbul da kaybolduk ama hiç telaş yapmıyorduk, sonra bütün gün birilerine sora sora Taksim'i bulduk orada bir tane alışveriş merkezine girdik, baya güzel bir alış veriş merkeziydi ismine hiç bakmadık ama, gezerken filan tuvaletimiz geldi bizde tuvalete gittik o kadar büyük bir tuvalet olmasına rağmen baya sıra vardı bi giren 15- 20 dk sonra çıkıyordu baya bekledik sonra sıra bize geldi, ben girdim küçük tuvaletimi yaptım, sifona benzer bi buton vardı ona bastım sifon çekilmedi, bir daha bastım yine çekilmedi, vurdum yine çekilmedi dedim bu sifon düğmesi değil başka yerde olmalı diye başladım tuvalette sifon tuşu aramaya, vanayı açıyorum yok, kapağı katıyorum yok en sonunda fayanslara dokunmaya başladım belki gizli bir bölme vardır içine girer sifon çekilir diye ama yine olmadı, içeride bende baya durdum dedim artık yapacak başka bir şey yok böyle bırakıp çıkacağım napalım dedim kapıyı açtım bi sifon sesi geldi heyecanla arkama baktım sifon kapı açılınca çekiliyormuş çok mutlu olmuştum baya, demek ki herkes sifonu bulamadığından o kadar bekliyormuş onu anladım.

                                            2.SAÇMALIK
Benim Tekirdağ da tanıdık birisinin tatil köyü var bende yazları 1 ay kadar yanına gidiyorum dövmecide veya büfede çalışıyordum hem para kazanıyordum hemde tatil yapıyordum, bir gün büfedeyken bir tane üniversiteli çocuk geldi bize "Ben akşam sevgilime evlenme teklifi edeceğimde, sürpriz yapmak istiyorum" dedi bizde kabul ettik  sahilin bir kısmını lambayla yol filan yaptık güzel bir masa ayarladık, şarap falan getirdiler dört dörtlük hazırlık yaptık, sahildeki herkese bedava dilek balonu verildi kız evet dediğinde  onları havaya bırakacaklardı , havayi fişek filan ayarlandı evet deyince onları fırlatacaktık neredeyse ben bile evlenecektim çocukla o derece iyi hazırlandı, sonra kız ışıklı yoldan geldi masaya oturdu sevgilisiyle konuştu, evlenme teklifini kabul etti havayi fişekler patlatıldı, dilek balonları yollandı her şey çok güzeldi her şey bitti sonra Tekirdağ da romantizm bir yere kadar herkes alkolik, herkesin belinde silahı var çıkardılar silahları kutlamak için havaya ateş atıyorlar hani köy düğünlerinde olur ya aynı öyle, kız korkmaya başladı çocuk şaşırdı açıklama filan yapıyordu kıza kaçtılar sonra, ertesi gün çocuk geldi ayrıldıklarını filan söyledi.

                                          3.SAÇMALIK

Benim yemek yapmakla aram hiç iyi değildi eskiden, şuan kendimi doyuracak kadar bir şeyler yapa biliyorum ama bundan önce annem beni hiç mutfağa sokmazdı nedeni evde kimse yoktu bende dolabı açtım baktım bir şey bulamadım kapattım, 10 dk sonra tekrar açtım baktım baktım bir şey bulamadım kapattım, sanki dolabın kendiliğinden yemek yapmasını bekliyormuş gibi sürekli bakıp bakıp kapatıyordum, sonra kenarda hazır çorba gördüm dedim ben bunu yaparım ama hiç mutfakla alakam yoktu musluğun yerini bile bilmiyorum o derece, sonra ocağı yaktım hazır çorbayı döktüm 10- 15 dk bekledim oldu ama hiç çorbaya benzemiyordu sonra annemi aradım nerede yanlış yaptığımı öğrenmek için:

+Anne hazır çorba yaptım ama olmadı ya bu bildiğin tutkal gibi oldu atsam yapışır.
-Suyunu az katmışsındır.
+Su mu katıyorduk?
-Ne kattın sen?
+Katmadım ki ben hazır falan olunca düz mantık bir şey katmıyoruz sandım.
-Allah cezanı vermesin senin.

Twitter: https://twitter.com/yeniyazar





18 Haziran 2013 Salı

Karadeniz Kızı

               
"Güzeli anlatan tek şey kadındır, eğer bir erkek kadını da güzel bulmuyorsa o zaman Karadeniz sevdalısıdır" 

                                                                                          


    

  Benim memleketim olan Giresun'a geçen yaz tatile gitmiştim, köye geldiğimde ilk işim dağın en üstüne çıkıp denizi doya doya izlemek olmuştu, bütün gün orada oturup etrafa bakmıştım fotoğrafını çekmiştim. 







Karadeniz çok neşeli çok güzel doğası olan bir yerdir hiç ayrılmak istemiyordum, ama ben oraya tatile değil iş yapmaya gidiyordum durum böyle olunca hemen gitmek istiyordum, dayımlara yardım etmek için gelmiştim o gün köyün bakkalına gitmiştim, cebimde param çoktu almak istediğim şeyler de yoktu onların yerine bakkalda ismini bile bilmediğim şeyler vardı, o sırada bir tane kız girdi içeri ama hiç köylü bir kıza benzemiyordu böyle çok asi dik bir duruşu vardı çok bakımlı ama çok da doğaldı hiç makyajsız olmasına rağmen çok ta güzeldi arkamda bekliyordu dedim

+Buyurun siz alın benim işim uzun sürer.
-Gerek yok beklerim ben.
+Ama çok beklersiniz ben daha ne alacağımı bilmiyorum. 
-Tamam beklerim dedim.
+Ya al sen zaten en fazla ne alacaksın ki çikolata sakız filan.
-Tamam 

Ben orada emin konuşarak hayatımın hatasını yapmıştım kız bakkala "Mustafa abi bana 10 tane mermi verir misin" dedi orada bir bozuldum, şaşırdım içimden "Babasına filan alıyordur ya" dedim. Ama Karadeniz de herkes silah kullanıyor o yüzden kendisine de alsa fazla bir şey değişmezdi. Ertesi gün çok yoğun bir yağış olmuştu bizim köyde de yağışta yetişen mahsuller var fındık gibi ve köydeki herkes yağmur yağınca tarlalarını kontrol etmeye gider, dayım da bana git sen kontrol et dedi, bizim köye de de traktörü olan çok az kişi var onlardan biri de biziz traktörü aldım yola çıktım, tarlayı kontrol ettim gelişte de o geçen bakkalda gördüğüm kızla karşılaştım çamurda çok zor yürüyordu bende yardım etmek amacıyla dedim "Atla köy içine kadar bırakayım" oda dedi "Yok ben kendim giderim" sonra ısrar ettim "Emin misin hava çok kötü hasta olacaksın" oda sesini yükselterek dedi "BEN GİDERİM DEDİM" sonra bende "Tamam sen bilirsin" dedim traktörü durdurdum ışıkları açık bırakıp onun zorlanarak yürüyüşünü izledim biraz ilerledikten sonra düştü ben hemen koşarak onu kaldırdım sonra dedim "Bak benim kötü bir niyetim yok inat etmede bin şu traktöre yürüyemiyorsun işte" dedim sonra ikna oldu "Tamam" deyip bindi yolda giderken tanıştık biraz sohbet ettik sonra kıza sordum "Neden bu kadar huysuzsun?" oda dedi "Babam hep erkek çocuğum olsun istemiş onun yerine 3 tane kız çocuğu olmuş ben en küçükleriyim onlar hanım hanımcıkken ben babamla hep vakit geçirdim o yüzden olsa gerek" bende "Böylesi daha iyi olmuş ama" dedim oda "Neden" dedi "Eğer senin yerinde erkek olsaydı onu yolda bırakırdım" dedim orada gülümsedi göz göze geldik birden ben kitlendim dalıp gittim tam o sırada yolu molu unuttum yoldan çıkıyorduk kız direksiyonu tutup sağa çekti kurtardı bizi, önüne bak az diyerek indi yürüyerek gitti bende eve gittim. ertesi gün kuzenlerimle köyü gezerken atla gelen bi kız gördüm çok güzel giyinen aşırı güzel bir kıza benziyordu hayranlıkla izliyordum yakınlaşınca o kız olduğunu fark ettim ve içimden dedim "Bu kız beni hep şaşırtacak mı?" ne ararsam vardı kızda güzellik desen güzellik, boy desen boy, fizik desen fizik, yetenek desen yetenek, sonra kuzenime dedim "bu kız kim?" dedi "Onlar şehirde yaşıyorlar sadece yaz sezonunda geliyorlar buraya dedi" bende "Bu kızı istiyorum" dedim sonra "Bu kızı tüm köydeki erkekler istiyor" dedi bende "İyi şansım daha çok desene" diyip öz güvenimi kabartmıştım ertesi gün tarlada çalışırken karşımızdaki tarlada onları gördüm babası "Kızım dereden su doldurup getirsene" diye bağırdı bunu ben duyunca rahat durur muyum? bizim suların hepsini yere döktüm dayıma "Su bitmiş dayı doldurmaya gideyim mi?" dedim benim gönüllü iş yapma isteğime karşı oda bi şaşırdı tabi sonra "Tamam git doldur" dedi bende koşa koşa kıza yetiştim dedim;

-Kolay gelsin
+Saol.
-Dün seni atla geçerken gördüm
+Evet.
-Ne zamandır sürüyorsun.
+Çocukluğumdan beri.
-Bende hep at sürmek istemiştim.
+Eee
-Bi tur bine bilir miyim? :D:d 
+Saçmalama :)) benim atıma kimse binemiyor çok huysuz seni sırtından atar veya teper.
-Atını da kendine benzetmişsin :))
+Biraz öyle oldu :)
-Sonra bana öğretir misin?
+Ölmek istiyosun galiba
-Ölüm mölüm dediğin nedir ki gülüm ben yaşamayı göze almışım. 
+Tamam madem bu kadar istiyorsun öğleden sonra yaylada buluşuruz.
-Tamam orada olacağım :D 

Saat 1:00 yer yayla:

Uzaktan atla gelirken hiç gözlerimi ayırmadan onu izledim ata binmesini biliyordum yalan söylemiştim sadece atına binip sürerek onu etkilemek istedim, yanıma geldi attan indi ve dedi.

+Hazır mısın?
-Evet.
+Hala binmek istediğine emin misin?
-Sen böyle yaptıkca daha çok korkuyorum ama.
+Tamam ben tutuyorum hadi binmeye çalış.

  At gerçekten çok huysuzdu ama ben hazırlıklı gelmiştim yanımda havuç getirmiştim elimle ata verdim sonra başını filan okşadım sonra sırtına bindim ödül olarak yine havuç verdim kızda şaşırdı sonra içimden dedim "Tamam bu iş bende bu atı da sürerim bu kızı da ayarlarım" her şey yolundaydı sonra ata dedim "Dehh" sonra ne mi oldu at şaha kalkıp beni sırtından attı ibne. Allah'tan toprak yumuşaktı da canım filan yanmadı kız telaşlanarak yanıma geldi dedi;

+Bir şey oldu mu?
-Evet aşık oldum.
+Bana mı?
-Yok ata.


  Kız güldü bir süre sonra adam gibi sevdiğimi söyledim kızda kabul etti. 1 Ay kadar birlikte takıldık sonra ayrılma zamanımız gelmişti ben İstanbul'a gidecektim o orada kalacaktı bu yüzden ayrıldık o zamandan beri Giresun'a hiç gitmedim uzun bir sürede gitmeyi planlamıyorum.

Twitter: https://twitter.com/yeniyazar

17 Mayıs 2013 Cuma

DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ

                                  





    Ben doğum günlerini aslında pek sevmem çünkü hediye konusu hep kafamı kurcalar erkekseniz fazla bir hediye kategoriniz yok aslında alınan şeyler her erkek için standart'dır. Mesela erkeklere hediye almak isteseniz aklınıza ilk gelecek şey saattir sonra parfüm sonrada elbise gelir. Ben doğum günü partisi yapmayı artık bıraktım her gelen saat getiriyordu bende bu fırsatı değerlendirmek için yüzümü ayakkabı boyasıyla boyayıp sokakta zenciler gibi hediye edilen saatleri satıyordum, geçimimi bir süre böyle sağladım.
    Erkeklere nazaran kızların seçenekleri daha fazladır onlara her şey ala bilirsiniz ama bunun için onu iyi tanımanız gerekir neyi beğenip neyi beğenmeyeceğini bilmek gerek özellikle sevgilinizse seçmekte dahada zorluk çekersiniz. Arkadaşımla yolda giderken konusu açıldı sevgilisine hediye almak istiyor ama ne almak istediğini bilemediğinden bana sordu: 

+Kanka ben kız arkadaşıma hediye alacağım ama ne hediye alsam bilemiyorum?
-Kolye al.
+Onu daha önce aldım.
-Kızdan geri al sonra geri ver o zaman.
+Olum saçmalama başka bir şey almak istiyorum.
-Nasıl bir şey istiyorsun sen?
+Takı ola bilir.
-Küpe al.
+Olmaz o ya.
-Bileklik al.
+Yok o hiç olmaz.
-Ne bilim git çeyrek altın tak o zaman.
+Aaa bu mantıklıymış bak, başka :D
-Elbise al.
+Bedenini bilmiyorum.
-Ayakkabı al o zaman.
+Numarasını bilmiyorum.
-Sen en iyisi kutlama doğum gününü kızın.
+Olmaz olum hemen bir şey bulmalıyım ya kafayı yicem.
-Olum hiç bir şey beğenmiyorsun ki anasını satim.
+Ya ne bilim kızlara hediye almak çok zor ya ne yapsam bilemedim.
-Sen en iyisi parayı kıza ver o gitsin alsın kendine bir şeyler :)
+Valla ya daha çok sevinir. :)

    Sırf bu yüzden o gün iyi ki sevgilim yok dedim, gerçi ben hediye seçmekte zorlanmıyorum en son sevgilime bana aldığı saati geri vermiştim ama ertesi gün ayrıldı nedense, ayrılmak için saati geri vermemi bekliyormuş herhalde alınca hiç vakit kaybetmeden bıraktı beni, daha yeni anladım baya pinti bir kızmış iyi ki ayrılmışım lan bende üzülüyordum gitti diye rahatladım valla ohh :)

Twitter: https://twitter.com/yeniyazar



20 Mart 2013 Çarşamba

Sınav Rekabeti


   
     Ben kelimenin tam anlamıyla TS öğrencisiyim dersle pek alakası olmayan aşırı sosyal bir insanım, ama YGS yaklaştığından beri derslerime düzenli çalıştım ve dershane netlerim gittikçe artıyordu ama birisi hariç, Bu hikayede o deneme testini anlatacağım çünkü bende psikolojik bir etki yarattı, şimdi aklınızdan geçmiştir "Test çözerken nasıl bir şey yaşadın da hikayesini yazıyorsun" diye sadece okumaya devam et beni anlayacak ve çok güleceksin.
    
   Dershanede bir arkadaşımla çok büyük rekabet içindeydim adı Orhan benim amacım birinci olmak değil sadece onu geçmekti, YGS'ye bir ay kalmıştı okuldan eve gelip hemen dersin başına oturuyordum, günde 8 saat test çözdüğümü hatırlıyorum ama sadece 8 soru her soru arasında mola veriyordum ama biraz fazlaya kaçırmıştım, zamanı böyle hoyratça kullanıyordum, Orhan ise her gün sabahtan akşama kadar çalışıyordu, dershanede deneme sınavına 1 gün kala çok çalıştım sınava, kendimi çok iyi hazırlamıştım derken gün gelmişti bu sınavda onu geçecektim bunu biliyordum ama o gün tüm aksilikler beni buldu.
    Ben başka bir arkadaşımla sınıfa girdim adı Semih, bu arkadaşımda biraz kızlara düşkün bir çocuk, Abaza da desek yanlış bir deyim olmaz aslında ama özünde iyi çocuk (Dayak yememek için iyi dedi) Semih o gün grip olmuştu salya sümük dershaneye gelmişti, sonra bana dedi "Kanka benim yanıma daha hiç kız oturmadı ayrı ayrı oturalım belki kız oturur" dedi sonra ben öne oturdum oda arkaya, sınavın başlamasına 10 dakika kala bir tane kız geldi benim yanıma oturdu, tabi ben hiç kasmadım hatta hiç bakmadım bile kıza,  Semihin yanı hariç sınıftaki her yer dolmuştu, semihte zaten ümidini kesmişti derken bir tane sarışın manken gibi kız sınıfa girdi, semihin kulakları dikildi hemen, heyecan yaptı bir onun yanı boştu çünkü, kız etrafa baktı, sonra semihin yanına baktı, sonra tekrar etrafa baktı acınır gözlerle belki biri acır kalkar diye, sonra kız mecburiyetten semihin yanına oturdu, kız oturur oturmaz semih heyecandan kendini titreşime aldı optik forumu doldururken kalemi titriyordu oradan anlamıştım, o kadar çok titriyordu ki bir süre sonra kolunu koyduğu masayı da etki alanına aldı, sınav başlamadan son anda bir tane aşırı kilolu bir çocuk geldi, hoca önümüzdeki iki çocuğu yerinden kaldırdı iki kişilik yere onu oturttu, sonra benim kağıda bir gölge vurdu en kalınından geceden bile daha karanlık, yazılar bile okunmuyordu, yanımdaki kız daha şanslıydı onun kağıdının köşesine az bir ışık vuruyordu oda kitapçığı o ışıkta gezdirerek azda olsa okuya biliyordu. Semihe baktım kız rahatsız olmasın diye hareket etmiyordu herif kendini köşeye sıkıştırmış nefes bile almıyordu dedim "Lan keskin Nişancı mısın sen? al tarafı test çözeceksin bu kadar kasma" sonra bana dedi "Tamam olum rahatım ben" ama hiçte rahat değildi yüzünden anlamıştım çünkü çocuk gripti ve kız rahatsız olmasın diye burnunu çekmemiş geri zekalı burnu akmıştı sonra dedim "Çok belli bari masayı titretme bizim sırada titriyor" oturduğum sıra alış veriş merkezlerindeki masaj koltuğundan pek bir farkı kalmamıştı çünkü, sonra önüme döndüm öndeki çocuk yüzünden kağıtta hala bir netlik yoktu sonra hocaya gittim dedim "hocam önümdeki arkadaşı başka yere alalım" diye, sonra hoca çocuğu cam kenarına oturttu daha kötüsü oldu bu sefer odadaki ışık gitti, oda kap karanlık oldu, sonra yanımdaki kıza bir şeyler olmuştu aynı anda başlamamıza rağmen ben daha 1. soruyu okurken kız 1. sayfa bitirdi abartmıyorum 1 saat 20 dakikada Türkçe - Mat - Sos - Fen yaptı kontrol etti falan, kızı durduramıyordum hızını almıştı ben daha Türkçeyi yeni bitirmiştim sonra dedim;

+Ne çabuk bitirdin. 
-Hızlıyım :)
+Evet baya hızlısın, arada benim kilerini de çözeceksin diye korktum :D
-İstersen yardım edeyim bitti benim sınavım. 
+Gerek yok ya meşgul etmeyim seni.
-Sen bilirsin görüşürüz :)
+Israr etseydin keşke çabuk ikna olan birisiyim :D 
-Şansını kaybettin bizde teklif var ısrar yok 
+Tamam o zaman bacım git sen.

  Kız bana bildiğin racon kesti "Bizde teklif var ısrar yok" ney lan.

 Sonra semihe baktım semih hasta olduğu için kızı rahatsız etmemek için öksürüğünü içinde tutmuş domates gibi kıp kırmızı olmuştu, kız testini bitirdi hemen gitti gider gitmez bende "hadi atlattın" demek için tam arkamı dönüyordum suratıma doğru "Öhööööööö" diye bir öksürdü ama o öksürme değildi bildiğin sınıfta el bombası patlattı, bize yakın karakola sesi gitmiş kontrol etmeye geldiler o derece. Sonra sürekli öksürmeye başladı dikkatim dağıldı sonra  benim sınav piç oldu Orhan'ı yine geçememiştim.

YGS ye son 3 gün kaldı buradan tüm yarışmacı arkadaşlarıma başarılar diliyorum umarım kazanırlar.





Bu hikaye tamamen gerçek fakat abartarak anlattığım için o özelliğini yitirdi umarım beğenmiş sinizdir, okuduğunuz için teşekkürler... Twitter: https://twitter.com/yeniyazar



23 Şubat 2013 Cumartesi

1 KADIN 10 ERKEK


   Lisede 1 ve 2 de ben derslerini aksatmayan, devamsızlığı en fazla 7-8 gün olan, ödevlerini yapan, not tutan, sürekli derslere katılan, sınavlarda kimseye kopya vermeyen pislik bir heriftim ama inekte değildim sadece sınıf şartları bunu gerektiriyordu, bizim sınıf mevcudu 30 kişi, kız sayısı sıfır, erkek sayısı ise otuzdu yani o sınıfta benim derslerimi engelleyecek hiç bir neden yoktu ama teneffüslerde bambaşka bir insanım tabi bizim okul tam bir apaçi okulu bazı istisnalar olmasa ne yakışıklı çocuk var nede kız bizim okuldaki kızlar kezbanlığı da aşmış bam başka bir boyuta ulaşmışlardı resmen Mahmut, Rıfkı, Süleyman olmuşlardı siz bıyıklı kızlardan şikayet ediyorsunuz gene iyisiniz bizimkilerin döşünde kıl vardı o durumdaydık ama yine dediğim gibi istisnalar vardı aralarda böyle güzel kızları azar azar serpiştirmişlerdi zaten bizi de onlar ayakta tutuyordu ama çok azlardı saymaya kalksam bir elimin parmaklarını geçmezler doğal olarak bu kızlara asılan erkek sayısı da epey fazlaydı birde meslek lisesindeyiz baya erkek vardı. 
                                                                              
    Bizim tarih hocamız okulun müdür yardımcısıydı hiç tarih dersine girmezdi bizde o derslerde koridorun en sonunda petekler vardı onlara götümüzü dayayıp muhabbet ederdik, biz muhabbet ederken koridorun en başından bahsettiğim aralara serpiştirilen güzel kızlardan biri geliyordu, benim en sevdiğim tarafım bakışlarım, arkadaşlarım ve kızlar çok derin baktığımı söylerler bu gelen kızında gözleri tuhaf böyle yeşil ama güneşte mavi falan oluyor bende merak ettim gözlerinin içine içine baktım tabi kızda baktı sonra aynı kız bir daha geçti ama bu sefer arkadaşıyla geçmişti sonra bizim ders saatimiz bitti eve gittik.

   ...Ertesi Gün...
     Sabah uyandım, küfrettim, yüzümü yıkadım, banyomu yaptım sonra elbiselerimi almak için odama gittim odamda babaannem uyuyordu, babaannem köyden gelmişti kalmak için benim odamı vermişlerdi ama geleli bir hafta olmuştu ve hep uyuyordu hiç uyandığını görmemiştik ben aklımdan "Acaba öldü mü?" diye işkillenmiştim sonra "Saçmalama ya ölmez bu kesin bitkisel hayata girmiştir" dedim ikisi de değildi ben bu soruları kendi kendime sorarken babaannem bana osurarak cevabını vermişti, sonra içimden "Ohhh neyse ölmemiş" dedim, sonra servise bindim okula gittim sonra, dün petekte oturduğum arkadaşım beni bekliyormuş söylemesi gereken önemli bir şey varmış bende merak ettim hemen anlattı bu dün baktığım kız benim arkadaşı çekmiş kenara benim ismimi falan sormuş, sevgilim var mı? falan diye bizimkide söylemiş her şeyi akşam eve gittiğimde faceden bu kız beni eklemiş kabul ettim, sonra resimlerimi beğendi, paylaşımları mı falan beğendi, sohbet etti tanışmak için, baya uzun bir sohbet ettik o gün. Ertesi gün herkes duymuş bu kızın benden hoşlandığını doğal olarak erkeklerde duymuşlar, kızında baya talibi varmış biz yine arkadaşla peteğe götümüzü dayadık muhabbet ediyorduk yanımıza on kişi geldi hepsi erkekti, gözlerini kan bürümüş beni döveceklerdi kesin sonra içlerinden biri ismimi söyledi  o sen misin? dedi bende dedim; 

+Evet!
-Pınar senden hoşlanıyormuş?
+EEEE HOŞLANIYORSA NOLCAK???

üç kişi birden üstüme doğru gelirken çocuk "Ne diyon olum sen" dedi bende "Hayır ya merak ettim nolacak, ondan öle şey ettiydim pardon" dedim sonra çocuk dedi;

-Seni bir daha o kızın yanında görürsem amına korum.
+Bir şey soracağım siz hepiniz mi seviyorsunuz bu kızı adam dövmeye 10 kişi gelinir mi amk.
-Evet onlarda seviyor. 
+Yuhh amk 10 kişi anlaştınız da bi ben mi fazla geldim :D
  İçlerinden biri dedi "Haklı lan aslında" sonra orada bir birine girdiler bizde aradan sıvışırken bana diklenen çocuk tuttu beni sonra dedi "Olum o kızdan uzak dur sikerim seni yoksa" 

Adamın aslında gözü bende ama beni sikmek için kızı bahane ediyor aslında, sonra ben buna dedim; 

+Kimsin olum sen?
-Olum var ya ben Sedat Pekerin yeğniyim hepinizin amk

  Herkes zaten Sedat Pekerin yeğni bazıları nüfusa zorla giriyor ama neyse adam tek başına parti açsa yeğenleri sayesinde başbakan olur ülkeyi yönetir o derece, sonra bende dedim "Bende Sedat Pekerin yeğniyim akrabayız olum biz" dedim sonra sarıldık falan tüm problemler çözüldü kızla da bir daha konuşmadım oda öyle geçip gitti.

Twitter: https://twitter.com/yeniyazar

4 Şubat 2013 Pazartesi

BULUŞMA



   Bu anım daha çok yeni bundan bir kaç ay önce kurban bayramında 1 haftalığına Tekirdağ'a gitmiştim orada Cansu diye bir kızla sevgili olmuştum, İstanbul'a gelmiştim bir hafta filan geçmişti Cansu'yla mesajlaşıyordum ve bana İstanbul'a geleceğini onu gezdirmemi istemişti bende tamam demiştim gün gelmişti Cansu sabah Tekirdağ'dan otobüse binmişti bende onu otogarda karşılayacaktım o gün gece hiç uyumamıştım yarın nerelere gideceğiz ne konuşacağım gibi kafamda deli sorular vardı, sabah kalktım saçım önden Ömer Çelakıl yandan Halil Sezai arkadan da cebime tıkıştırdığım kulaklığa benziyordu, hemen duşumu aldım saçımı yaptım otogara gitmek için minibüse bindim ama minibüste ben hariç herkes yaşlıydı şoförde buna dahil, sanki minibüs otogara değilde tahtalı köye gidiyormuş gibiydi biraz korkmuştum açıkcası daha gideceği yere varamadan ölenler vardı. O sıra içeri bir taş hatun bindi hemen uyardım bak ölmek için çok tatlısın bence hiç binme diye ama dikkate almadı beni boş yer aradı gözleri hemen anladım sıkıntısını kıyamam dedim teyzenin birinin kolundan tuttum kaldırdım teyze taşlara yer versene ayıp ya dedim kaldırdım teyzeyi kızı oturttum sonra minibüste uyuya kalmışım o taş hatundan sonrası hepsi rüyaymış dahada kötüsü ineceğim yeri de kaçırmıştım.
    Geri dönüp otogara gitmiştim bir kahve alıp otobüsün gelmesini beklerken otobüs gelmişti herkes inmişti en son Cansu indi ve ben büyük bir hayranlıkla onu yanıma gelene kadar izlemiştim yanıma geldi beni öptü ve dedi;

+Otobüs biraz gecikti çok bekledin mi? 
-Evet aslında çok bekledim (Yalandı yeni gelmiştim) ama beklediğime değdi.
+Kusura bakma yaaa beklettiysem.
-Sen varken kusura bakmam. Gidelim mi?
+Nereye gidiceğiz?
-Sürpriz.
+Yaaa merak ettim nereye gidiyoruzz 
-Sürpriz dedik ya mal. 

    Sonra gülerek eğlenerek Ortaköy'e gittik orada bir cafeye girdik, menüler geldi o sıra Cansu'ya hava atıyordum "Ben buralarda takılıyorum hep ya" derken menüyü bir açtım menü yüzüme ışık gibi parladı o an içimden "Evveliyatını sikim" dedim en ucuz yemek 150 tl oda bildiğin kahvaltı Cansu'ya dedim "Ben bir makyajımı tazeleyip gelim" tuhaf tuhaf gülerek baktı yüzüme o sıra ben garsonu çektim kenara dedim 

+Bakar mısınız cafe'nin muhasebe defteriyle benim menü karışmış onu bir düzelte bilir misiniz
-Beyefendi bizim standart ücretlerimiz bu 
+Lan 150 lira standart ücret mi olur aile doyuyor lan o parayla 
-Efendim benim yapa bileceğim bir şey yok üzgünüm.

    Sonra küfrede küfrede geçtim oturdum yerime o sıra Cansu dedi ben burayı beğenmedim ya başka bir yere gidelim mi o sıra içimden dedim Allah'ım sesimi duydun sen büyüksün dışarı çıkan budu;

+Niye ya iyi burası (Kaşınıyorum)
-Yok ya rahat edemedim burada başka bir yere gidelim.
+Tamam sen bilirsin starbucks'a gidelim mi 
- Tamam bizim orada yok hep merak etmiştim iyi olur.

   Starbucks'a gittik görevli dedi; 

Starbucks'a hoş geldiniz ne alırdınız? 
-Bize iki çay biri açık olsun 
Dalgamı geçiyorsunuz? 
-Evet. Sen ne  alıyorsun tatlım?
+Bilmem ki sen ne alırsan onu alırım.
Bilmiyorsanız yardımcı ola bilirim efendim.
-Sen karışma bize iki tane white chocolate mocaha ver, ne oldu bir şaşırdın görevli ehe ehe.

Estağfurullah efendim.

-Çaktırma bende havalı olsun diye dün gece ezberledim.

İsminizi alayım hazır olunca sizi çağıracağız.

    
     Starbucks'tan sonra vapura binip biraz boğaz turu atalım dedik 

bindik ido ya o sıra çayla simit satan amcalar geldi çayla simit aldık 

simitleri martılara attık yani daha çok Cansu attı bende simidi   

minicik minicik bölüp atıyorum Cansu bazen tam ben atarken 

arkasını dönünce simit'i havada kapıp yediğim de oluyordu, Cansu 

ama çok bonkördü hani elinden gelse simidi bütün bütün 

atacaktı sonra boğaz turumuz bitti köprüye yakın bir bankta 

oturup muhabbet ettik güldük eğlendik ve ayrılma zamanı gelmişti 

çok güzel anlar yaşamıştım hiç unutmak istemeyeceğim şeyler oldu 

buyüzden bu blog'u yazıyorum zaten hiç unutmamak için birlikte 

otogara gittik sonra otobüs geldi ben bunca zaman çok kızla birlikte 

oldum ama hiç birinin gidişi bu kadar koymamıştı bana ağlamak 

istiyordum ama üzüldüğümü belli etmedim ve dedim


+Otobüsün geldi artık gitme vakti

-Evet bugün çok güzeldi her şey için teşekkür ederim

+Sende çok güzeldin bende teşekkür ederim 

-Bir daha ne zaman görüşeceğiz 

+Yazın 

-Ben o kadar bekleyemem seni. özlerim (Gözleri yaşardı)

+Hadi ama ağlama bakarız gelmeye çalışırım ( Sarıldı )

-Söz mü?

+Söz

    

      İşin kötü tarafı hala gitmedim artık ta gitmem gidersem ağzıma 

sıçar, sonra otobüse bindi el salladı ağlamaya başladı ama ben 

gülümsedim sırf Şebnem Ferah'ın yüzünden erkekler ağlamaz dedi

diye göz yaşlarımı içime akıttım sonra otobüs kalktı ve telefonum 

titredi, 

.....Cansu......

Seni seviyorum.

     Diye mesaj atmış sonra taksi çevirdim eve gitmek için o sıra 

unuttum Cansu'yla 450 YTL yediğimi cebimde 5 lira vardı 

taksimetre 8,30 gösteriyordu taksiciye dedim;

+Abi senin bu ön cam çok mu kirli ver şu sarı bezi silim ben şu camı 

-Paran mı yok yeğen.

+Yok Ramiz dayı 

-Tamam sorun değil.

+Ohh bee çok sağ ol abi ya insanlık ölmemiş vay be HELAL 

- Evc gidince ben kapıda beklerim getirirsin parayı
+Senin ben cibiliyetinii Sİ********

    Taksiciyle kavga ettim o gün bu anım da burada biter.